13 Mayıs 2009 Çarşamba

Fenerbahçe Türkiye Kupasını En Son Aldığında






Fenerbahçe dünya kupasını en son 1983'te aldığında ben dünyada yoktum,dünyaya gelmeme 3 yıl vardı.Bir çok Fenerli de dünyada yoktu.

Fenerbahçe'nin resmi sitesinde futbolcuların yaşlarına baktım,Türkiye kupasını görmüşler mi, kaç yaşında görmüşler diye araştırdım.

Fenerbahçe,en son Türkiye kupasını aldığında;

Volkan Demirel:2 yaşında
Diego Lugano:3 yaşında
Yasin Çakmak: Doğmasına 2 yıl var.
Can Arat:Doğmasına 1 yıl var.
Önder Turacı:2 yaşında.
Alex De Souza:6 yaşında
Selçuk Şahin:2 yaşında
Semih Şentürk:Daha 1 aylık bebek.
Deniz Barış:6 yaşında
Uğur Boral:1 yaşında.
Ali Bilgin:2 yaşında.
Kazım Richards:Doğumuna 3 yıl var.
Edu De Souza:2 yaşında.
Deivid De Souza:4 yaşında.
Roberto Carlos:10 yaşında.
Gökçek Vederson: 2yaşında.
Gürhan Gürsoy:Daha doğumuna 4 yıl var.
İlhan Parlak:Doğumuna 1 yıl var.
Gökhan Gönül:Doğumuna 2 yıl var.
Volkan Babacan:Doğumuna 5 yıl var.
Mert Günok:Doğumuna 6 yıl var.
Uğur Aslan Kuru:Doğumuna 6 yıl var.
Burak Yılmaz:2 yıl sonra doğdu.
Daniel Guiza:3 yaşında.
Emre Belözoğlu:3 yaşında.
Josico:8 yaşında.
Abdülkadir Kayalı:Doğumuna 8 yıl var.
Gökhan Emreciksin:Doğumuna 1 yıl var.

Fenerbahçe'nin A takım kadrosunda Türkiye kupasını göremeyen
12 tane futbolcu var;bunlardan 4'ü;Volkan Babacan,Gökhan Emreciksin,Kazım Richards,Gökhan Gönül) dünkü Beşiktaş'la oynanan kupa finali maçının 18 kişilik kadrosundaydı.

Ben Fenerli olsam 26 senelik kupa hasretine dayanamaz,Türkiye kupasını çalardım.

3 Mayıs 2009 Pazar

Barack Tarih Yargılamayı Obama

Barack Tarihimizi Yargılamayı Obama
27/4/2009 ·



Obama'nın Türkiye için Bush'tan daha da puşt olduğunu zaman gösterecek.Obama'nın başkan yardımcısı Türkiye karşıtı lobilere yakın Biden'siz.Türkiye'yi Kıbrıs'ta da işgalci olarak görüyorlar.Obamanın dünyaya barış getireceği de palavra ve saflıktan başka bir şey değil.İsrail yanlısı politika devam edecek,Davos olayından sonra Obamanın temsilcisinin Türkiye'ye gelmekten vazgeçmesi de bunun göstergesi.Savaş ekonomisine ve kendine bir düşman yaratarak gücünü ve liderliğini sürdürmeye dayalı ABD siyaseti devam edecek.

Obama,soykırım demesin diye Azeri kardeşlerimizi küstürmek pahasına Ermenistanla yakınlaştık ve Obama konuşmadan bir gece önce Ermenistan'la yol haritasında mutabık kaldığımız açıklandı,ara bulucumuz da manidardı,soykırım yapılmadı diyenleri tutuklamaya kalkan İsviçre!Ermenistan devlet başkanına nasıl bir taahhütte bulunulduysa adam ben Türkiye'ye maça gelene kadar sınırlar açılır diyor,hükümetimizden hiç bir cevap gelmiyor.Sınırı açacaksın,Ermenistan Karabağ işgalinden,3 T(Toprak,Tanıma,Tazminat) talebinden vazgeçecekmi?! Hayır,seneye yine Obama soykırım demesin diye yine yeni tavizler isterler.Sınırın açılması
karşılığında Ermenistan'ın kazancı büyük,Türkiye'nin kazancı yok,kaybı çok.Bu mu Başbakan Erdoğan'ın win,win(kazan,kazan) politikası!


Obama soykırım demedi,büyük felaket dedi diye avunuyoruz,adam Ermenilere katliam yaptığımızı,büyük tarih bilgisiyle! anlattı,soykırım demese de o anlama gelen,Ermenilerin hoşuna gidecek,Ermenice soykırım anlamına gelen sözler
kullandı,bize de yaranamadı,Ermenilere de ;çünkü Ermeniler,Obama'dan seçimöncesi verdiği sözü tutmasını ve soykırımın İngilizce karşılığı olan, genocide sözünü kullanmasını bekliyorlardı. Başbakan,bu büyük felaket açıklamasını nasıl dengeli buldu,anlamak mümkün değil.Siyasiler,şu işi tarihçilere bıraksalar,tarihi yeni baştan yazmaya çalışmasalar gerçekler aydınlanır. Medyanın pohpohlamasından,Bush’un yaptıklarından sonra umut olmasından dolayı ülkemizde oluşan karaoğlan Obama sevdası da yavaş yavaş bitecek,takke düşüyor,kel görünecek.Bıktım artık soykırım şantajından,insanın soykırım dese de kurtulsak diyesi geliyor.ABD dedi diye torunlarımızı soykırım yaptık utancıyla yaşatacak bir tanımayı yapacak değiliz. Önce kendileri tarihle yüzleşsinler,Vietnam,Irak’ta yaptıklarından özür dilesinler,sonra biz tarihimizde hata varsa kabul edelim,ama bizim tarihimizde soykırım yok,Çanakkale savaşı,Kurtuluş savaşı gibi yokluk,yoksulluk,açlık,imkansızlık içinde emperyalist yedi düvele meydan okuyan büyük destanlar var.

Arda Girgin

22 Şubat 2009 Pazar

Atatürk'ünYanıBaşında/Atatürk'ün Kütüphanecisinin Anıları


Çankaya Köşkü kütüphanecisi Nuri Ulusu'nun Atatürk'le ilgili anılarının anlatıldığı bu kitap,bize bilinmeyen yönleriyle,tarih kitaplarında bulamadığımız,kronolojik olmayan farklı bir Atatürk sunuyor.İnsan Atatürk'ü! daha yakından tanımamızı sağlıyor.Kitapta Atatürk'ün Fransız elçisine verdiği ders,halka ve ülkesine olan sevgisi ve bağlılığı, din,müzik,sanat,tarih,dil ve kültür,spor gibi bir çok konudaki görüşleri, anlatılıyor.Atatürk'ün hangi takımı tuttuğu,uzun yıllardır tartışılır,doğrusunu kitaptan öğrendim, futbolla ilgisi yokmuş,gazetedeki futbol haberlerine bile bakmazmış.

Kitap,253 sayfa,içinde bir çok günümüzde kullanmadığımız eski sözcükler olmasına rağmen,içtenliğin satırlara yansıması nedeniyle kitabın bir solukta okunabilecek akıcı bir anlatımı var.Kitapta beni en çok etkileyen;Nuri Ulusu'nun 29 Ekim veya 10 Kasım'da ölmek için Allah'tan dilekte bulunması ve bu dileğinin kabul olup 29 Ekim'de ölmesi.Nuri Ulusu'nun Atatürk'e sevgisi,saygısı ve bağlılığı karşısında gözleriniz dolacak.

Atatürk'ün en iyi onunla birlikte yaşayanların anılarıyla anlaşılabileceğini düşünüyorum, yaveri Salih Bozok'un anılarının anlatıldığı Latife ve Fikriye/İki Aşk Arasında Atatürk kitabını da büyük zevkle okumuş ve bir çok şey öğrenmiştim.Atatürk'le ilgili bir çok kitap okumama karşın,onu çok iyi tanıdığımı söyleyemem,onu okuyarak tanıma sürecim yaşamım boyunca sürecek.

Atatürk'le ilgili kin ve nefret duygularıyla yazılmış İngiliz ajanı Armstrong'un Bozkurt kitabında bile Atatürk'ün cephede en önde giden cesur bir komutan olduğu,liderliği,dehası,büyüklüğü anlatılıyor.Bu kitap dahi,benim ona hayranlığımı,sevgimi ve borçluluk duygularımı arttırıyor.Marmaris'te heykeli sökülüp denize atılan, Uluslararası uzay istasyonuna Türk bayrağı götüren ABD'li astronot bile Atatürk'ün ''İstikbal Göklerdedir'' sözünü referans aldığını söylüyor.Ünlü aktör Kevin Kostner,''Ne Mutlu Türküm'' diyene sözünü duyup çok beğeniyor ve şapka yaptırıyor.Elin Amerikalıları,Atatürk'ün yüceliğini görüyor,darısı içimizdeki bazılarının başına!

Gökçek,Dersini Aldı mı,Asıl Dersi Kimden Almalı?

Gökçek,Dersini Aldı mı,Asıl Dersi Kimden Almalı?

Tayyip Erdoğan,Melih Gökçek’in kulağını çekmiş,burnunu sürtmüştür.Adaylığının bu kadar geç açıklanması ve Tayyip Erdoğan’ın illa ömür boyu belediye başkanlığı yapacak diye bir şey yok demesi, Melih Gökçek’e yeterince işkence olmuştur.Melih Gökçek,hiçbir dönemde aday olurken bu kadar sıkıntı çekmemiştir.15 yıl başkentte belediye başkanlığı yapmış bir adamın bu duruma düşmesine üzüldüm!

Aytaç Durak gibi onurlu davranıp, ben temayül(eğilim) yoklamasına tabii tutulamam,beni ancak halk seçer diyemedi,demek ki hala kendine güvenemiyor ve bu yüzden başbakanın ağzına bakıyor.

Gökçek, AKP’ye resmi adaylık başvurusu yapmayarak;başka partiye geçebilirim,bağımsız olabilirim kozlarını elinde tutmuştur.Tayyip Erdoğan da ona karşı Veysel Tiryaki ve Turgut Altınok kozlarını kullanmıştır.

AKP, Kemal Kılıçdaroğlu bir kelle daha aldı dedirtmek istemeyerek gönülsüz olarak Gökçek’i aday gösterdi.Bülent Arınç’ın Gökçek’i istemediği söyleniyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dışişleri bakanıyken 2004 yerel seçimleri sırasında CHP’li bir milletvekiline Karayalçın’ın SHP’den,Yılmaz Ateş’in CHP’den aday olmasını kastederek; neden karşısına tek bir aday çıkarmıyorsunuz demesi de bana enteresan geldi!


Ben Gökçek’e dersi başbakanın değil Ankara halkının vermesi gerektiğini düşünüyordum,dilerim öyle olur.Gökçek’in balonunu patlatma zamanı geldi,Ankaralının elinde çok büyük fırsat var;seviyesiz üslubu ile Ankara’ya yakışmayan bu adamdan keyfi yönetimin,sayaç soygunun,pişkinliğin hesabını sandıkta sormalı,soramazsa da layıkıyla yönetilmeye razı olur.

3 Şubat 2009 Salı

One Minute Mon cher!

One Minute Mon cher!

One Minute Mon cher!

CHP Bursa milletvekili,emekli büyükelçi Onur Öymen sormuş:Askerlerimizin başına çuval geçirirken neredeydiniz?

Çuvalın intikamı Kurtlar Vadisi Irak filminde alındı ya,başbakan, eşi ve kabine üyeleriyle o filme gitti ya yeter,gerçekte hesabın sorulmasına ne gerek var,mon cher Onur Bey de çok şey bekliyor canım!

Askerlerimizin başına çuval geçirildiğinde one minute Bush,yok sana üs demedi.Amerika yanlısı bazı emekli büyükelçilere mon cher demedi.
Kedi bile vermem diyen Talabani'ye benden yaşlısın,sesin benden gür çıkıyor demedi, biz desteklediğin itleri teslim almaya geliyoruz,sen de Barzani de PKK'yı desteklemenin sorumluluğuna katlanırsınız,hesabını sorarız diyemedi.
Kıbırs'ta Annan planı önüne konulduğunda BM'ye,AB'ye,Rum'a Yunan'a, Annan'ızı da alın gidin diyemedi.Fransa,soykırımı tanıdığında benim için Fransa bitmiştir,bir daha da gelmem ha diyemedi.
Hamas için gösterdiği duruşun yarısını Türkiye için gösterseydi benim gözümde büyük bir lider olurdu.

Dandik,uyduruk,tiyatral gösterilerle iç kamuoyuna yönelik şov yapıyor,dış politikayı iç politikaya alet etme sevdasından vazgeçmiyor.Bizim sahte kahramanlara ihtiyacımız yok,tarihimizde birçok gerçek kahraman var.Diplomatik başarı Lozan'daki gibi gerektiğinde masadan kalkıp gerektiğinde masaya tekrar oturup,tam bağımsız Türkiye'yi yedi düvele kabul ettirmektir.Davos'ta elde ettiğimiz kazanç ise koca bir sıfırdır,kaybettiğimiz şeyler ise tartışılmalıdır,tarih gösterecektir.

Arda Girgin

1 Şubat 2009 Pazar

On Yıl Oldu Onu Kaybedeli

On Yıl Oldu Onu Kaybedeli


Barış Manço öleli aradan on sene geçmesine rağmen unutulmadı.Şarkılarıyla uzun süre yaşayacaktır.Önüne gelenin bir eser üretmeden sanatçıyım dediği bu ülkede o gerçek bir sanatçıydı.Yediden yetmişe herkesin sevgisini kazanmıştı.


Cefe yazmıştı,''bayram sabahları aklıma hep o geliyor diye'',benim de bayramda hep o aklıma geliyor.

''Bugün bayram,erken kalkın çocuklar,giyelim en güzel giysileri,bayramlarda taze kır çiçekleri,üzmeyelim bugün annemizi''.

Hastalandığımda hatrıma onun nane limon kabuğu şarkısı geliyor:

Nane limon kabuğu,bir tutam kaynasın,bin derde deva geliyor,biraz da dere otu katasın ama ha ha hap şu''.

Bir konuda fikrim değiştiğinde Ali Yazar Veli Bozar şarkısındaki şu sözleri geliyor:

''Bir gün bir sözden dönsem,düşerim dost gözünden,dünya dönüyor dostlar,ben dönmüşüm çok mu''?


Her şarkısında bir dolu mesaj verdi bizlere.Halil İbrahim Sofrası şarkısında;

''para pula,ihtişama aldanıp kanma dostum,içi boş insanların bu sofrada yeri yok'' dedi.

Müsadenizle çocuklar şarkısında;kimileri kahve kaynatsın,kimi hala dansöz oynatsın,leyleğin ömrü iki laklak,değerler oldu tepetaklak diye seslendi.Sarı çizmeli Mehmet ağa şarkısında kendine de pay çıkardı;''yaz dostum Barış söyler kendi bir ders alır mı''?...


Barış Manço ile ilgili birkaç yıl önce internette okuduğum bir anı da ona olan hayranlığımı arttırmıştı.

Barış Manço Fransa'da bir televizyon kanalının canlı yayınına konuktur. Küstah bir spiker vardır ve Barış Manço ile dalga geçmektedir.Sürekli, "İşte Türk, yani barbar, vahşi vs..." demektedir... Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere "yanınızda kâğıt para var mı?" diye sorar! Bu soruya spiker şaşırır ve "evet var ama ne olacak?" der.Barış Manço ısrar edince spiker cebindeki kâğıt paraları çıkartır... Bu olaydan az önce Barış Manço canlı yayında "Anahtar" adlı şarkısını söylemiştir. Bu şarkının bir bölümü şöyledir:
"Beş Akif- bir Saat Kulesi, iki Kule-bir Fatih, beş Fatih-bir Mevlana, İki Mevlana-bir Sinan"
Bu şarkı bir matematik sorusudur ve şarkıda da adı geçen kişiler o dönemdeki Türk parası olan banknotların arkasında fotoğrafı olan kişilerdir... Barış Manço spikere sorar: "Bu paranızda fotoğrafı olan kişi kim?" Spiker:"General......." Barış Manço diğer paralardaki fotoğrafları olan kişileri de sorar, spikerin verdiği cevaplar hep aynıdır, General.......", "Amiral...........","Komutan............." Spikerin bu "falanca General, falanca Amiral, falanca Komutan" cevabından sonra, bu sefer de Barış Manço cebinden Türk paralarını çıkarır.Spikere der ki: Bu parada fotoğrafı olan kişi Mehmet Akif Ersoy'dur. Şairdir... Bu fotoğraftaki kişi Mevlana'dır, düşünürdür. Bu paradaki fotoğrafı olan kişi Fatih Sultan Mehmet'tir. Adaletin sembolüdür.Bu paradaki kişi ise Atatürk'tür. "Yurtta barış, dünyada barış" diyen kişidir... Bizim paralarımız bunlar... Biz Türkler ince ruhlu, kibar, medeni insanlar olduğumuz için paralarımızın arkasına "şairlerimizin","düşünürlerimizin","bilim adamlarımızın" fotoğraflarını bastık.Siz Fransızlar kendiniz barbar, vahşi olduğunuz için paralarınızın arkasına hep savaş adamlarının fotoğraflarını basmışsınız!" der.Barış Manço'nun bu müthiş cevabından sonra televizyon yöneticileri canlı yayını keserler ve spikeri oradan kovarlar,başka bir spiker yerine gelir ve canlı yayın yeniden başlar, yeni spiker Barış Manço'dan ve Türklerden özür diler, programa böylece devam edilir.


Yine Barış Manço,Ali Yazar,Veli Bozar şarkısının sonunda şöyle diyor:

''Barış yolun sonunda,yürü demek boşuna,hayat duruyor dostlar ben durmuşum çok mu,yaşam bitiyor dostlar,ben bitmişim çok mu''?


Eh Barış ağabey aşk olsun,ruhun şad olsun.
Arda Girgin
http://muhibbi.bloggum.com/

30 Ocak 2009 Cuma

Aslan Başbakan,son kahraman!

Aslan Başbakan,son kahraman!

Başbakan,Davos’ta toplantıyı terk etti,bir anda onu sevmeyenlerin gözünde bile sempati kazandı.Bir anda kahraman gibi karşılandı,sanki ülkeyi ya da dünyayı kurtardı,Avrupa fatihi gibi karşılandı.AB’den müzakere tarihi aldığımızda da Ankara’da böyle karşılandı.Aslan başbakan,helal olsun sana,yakışır sana,ne de olsa Kasımpaşalı yorumlarından geçilmiyor. Bunun dış politikada bize vereceği zararı bilen,düşünenin de bu yoğun alkış bombardımanında sesi duyulmuyor.

Ülkemizle ilgili bir meselede masayı terk edip,AB’nin küstah sözcülerine,ABD’ye meydan okusa,onlara haddini bildirse ilk alkışlayan ben olurum.Filistin’den bize ne demiyorum,İsrail’in çoluk çocuk, cami demeden yaptığı katliamları kınıyorum ama Hamas’ın hiç mi suçu yok diyorum.Bebelerin eline roket,füze veriyor,çocukların ve diğer sivillerin arkasına saklanarak onların ölümüne sebep oluyor,durduk yerde ateşkesi kestim diyerek savaş için bahane arayan İsrail’in ekmeğine yağ sürüyor.

Türkiye,bu savaşta taraf olmamalıdır,İsrail’e tepkisini koyarken kantarın topuzu kaçmamalıdır,bu tepki antisemitizme dönüşmemelidir.İsrail’in yaptığından tüm Yahudiler sorumlu tutulmamalı,Hitler zihniyeti,Türkiye topraklarından uzak olmalı.


Yüzyıllardır ezilmişlik psikolojimizi,güçlü,Avrupa fatihi Osmanlı özlemimizi ya futbol başarıları ile ya Kurlar Vadisi Irak gibi popülist filmlerle veya sahte kahramanlıklar yaratarak gidermeye çalışıyoruz.

Oysa Türkiye Cumhuriyetinin gerçek kahramanları var,Çanakkale ve kurtuluş savaşı destanlarını yazmış,cumhuriyet kurmuş,müthiş devrimler yapmış, yedi düvele meydan okumuş Büyük Atatürk ve silah arkadaşları var,onun yolundan giden,terörle mücadele eden kahraman Türk askerleri var,sanal,hayali,sahte kahramanlara ihtiyacımız yok.
Arda Girgin

29 Ocak 2009 Perşembe

Kıl Olduğum Öğretmen Tipleri

Kıl Olduğum Öğretmen Tipleri


2 haftalık yoğun bir sınav döneminden çıktım,neyse ki sonuçları iyi geliyor,bu sene okulum bitecek gibi,okul hayatım boyunca sinir olduğum öğretmen tiplerini sınıflandırıp kategorize etmek,stresimi atmak istedim.


Arkadaşlar nasılsınız diye derse başlayan öğretmen tipleri: Sen,benim arkadaşım mısın,senle çay içmişliğimiz,tavla oynamışlığımız,sohbet edip dert paylaştığımız var mıdır?Nasıl olduğumuza gelince;sınıfta bir sürü kişi var,her birimiz sana nasıl olduğumuzu nasıl anlatalım?Kimimiz iyiyiz,kimimiz dertliyiz,sürümüyüz,birlikte hareket edeceğiz biz aynı anda iyi ya da kötü olacağız.
Bunları biliyorsunuz diyerek ders anlatan öğretmen tipleri:Biliyorsak niye anlatıyorsun bu bir,ikincisi; doğrusu hiçbir b.k bilmiyoruz,bilmediğimizi sen de biliyorsun,papağan gibi ezberleyip sınava giriyoruz,sınavdan sonra unutuyoruz.
Derste bir sürü Arapça,Farsça,İngilizce,Latince sözcükler kullanıp bunların Türkçe anlamlarını söylemeyen öğretmen tipleri:Bunların sınavlarda kullandıkları kelimeleri anlayana kadar sınav süremiz biter.
Saçları dökük olan,bu yüzden bir tutam saç,azıcık jöle görse takan,saçı kesmeye kalkan müdür yardımcıları:Bunlar tarafından kısacık saçımın bile kestirildiği olmuştu,hatta annem bir gün kesmeye kalkıp beni besleme çocuklar gibi tıraş etmişti,ertesi gün müdür yardımcısı enseme bakıp ‘’sen saçını kesmemişsin’’ demişti,aynı gün berbere gidip berbere saçımı annem kesti demeye utandığımdan müdür yardımcısı kesti demiştim,berber şerefsiz herif diyerek adamın baya günahını almıştı.
Kendi yazdığı kitabı satmak için doğru dürüst ders anlatmayan,kitaptan okursunuz diyen,her sene aynı kitabın yeni baskısını satmak için sistem değişti palavrası atan öğretmen tipleri:Her şeyi kitaptan okuyacaksak sen necisin, derse niye giriyoruz o zaman.Bunların çoğu profesördür,derste ders dışında her şeyden bahsederler ama ders anlatma yetenekleri yoktur,bazıları cümle bile kuramaz.
2.5 saat ders anlatıp,söylediklerimizi özetleyelim,bu ana kadar anlattığımız şeyler önemli değil,bundan sonra söyleyeceklerim önemli diyen öğretmen tipleri:Madem özetleyecektin,2.5 saatimizi niye çaldın be adam baştan özetleseydin,önemsiz dediğin konuları aylar boyunca niye anlattın o zaman?
Kendi ders anlatma yeteneksizliklerini eğitim sistemine bağlayarak sığınmaya çalışan,sürekli eğitim sisteminden şikayet eden öğretmen tipleri:Tamam kabul ediyorum,ezberci, kötü bir eğitim sistemimiz var haklısın hocam da, sen de bu sistemin parçasısın,düzeltmek için ne yaptım? Eğitim sistemi sana ezber sor demiyor,yorum sormana,bizi yoruma,düşünmeye sevk etmene eğitim sistemi mani olmuyor.Sen doğru dürüst dert anlat,ondan sonra müfredattan,eğitim sisteminden şikayet et.
Son servisin akşam 9.30da olduğunu bilmesine rağmen dersi 9.30ta bitirmeyen öğretmen tipleri:Bunlar servislerinizle konuşun diyor ama bir sınıf için hiçbir servis, programını değiştirmez.Rahibelerden, hosteslerden, öğrencilerin kıyafetlerinin renginden,okulun bilmem ne analizi,planı olmayışından,bu gibi dersle ilgisiz abuk sabuk bir çok konudan dakikalarca uzun uzun bahsederler, ders zamanında bitmez,servis gider.Bunlar yüzünden buz gibi soğukta otostop çekip, uzun süre beklemişliğim var.
Sınıfın çoğunu bütünlemeye bırakıp,bütünlemede hepsini geçiren öğretmen tipleri:Geçirdin sağ ol ama madem geçireceksin,niye bu kadar uğraştırıyorsun,zamanımızı alıyor,yol parası harcatıyor,tatilimizi öldürüyorsun, tamam sınav kağıdı kötüyse bırak ama finalde esirgediğin beş puanı bütünlemede veriyorsun,bütünleme sınavında kağıdım finale göre daha kötü olmasına rağmen geçiriyorsun.Bütünlemeye bırakmaktan sadist bir zevk mi alıyorsun yoksa bütünlemeye bıraktığın öğrenci başına para mı alıyorsun?
Üniversitede Türk Dili,Matematik gibi derslerden bırakan öğretmen tipleri:Edebiyat bölümü ya da matematik bölümü olsa ya da öğrenci hiç çalışmıyorsa haklı ama sen zorla roman okutup özet çıkartamazsın ya da zorla elemanter satır işlemlerini öğretemezsin.Benim babam emekli matematik öğretmeni o bile anlamadı elemanter satır işlemlerinden.

Yukarıda sıralayıp saydığım öğretmen modelleri ile başöğretmenimizin dediği fikri hür,irfanı hür,vicdanı hür nesiller yetişir mi?!

24 Ocak 2009 Cumartesi

Vuruldu Ey Halkı, Unutma Onu!
16 yıl önce bugün arabasında alçakça bir bombalı saldırıya kurban giden yürekli gazeteci Uğur Mumcu,vurulduk ey halkım unutma bizi adlı manifesto gibi yazısının sonunda şöyle sesleniyordu:

Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi. Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi. Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz ey halkım, unutma bizi..

unutma bizi...

Uğur Mumcu öldüğünde yedi yaşındaydım,yaşım gereği yazılarını okuyamadım,ama fikirlerini,görüşlerini öğrendim,bulduğum yazılarını elimden geldiğince okumaya çalıştım. Onun en sevdiğim sözü ‘'bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar''' sözüdür.''Katiller düzeni ve hırsızlar demokrasisi'' sözü de onun bir yazısında geçer,sloganlaşmıştır.

Sakıncalı Piyade adlı kara mizah örneği kitabını gülerek, keyifle okumuştum.Aslında bu kitaptan alıntılar yapacaktım,ama kitabı bulamadım.Bu kitapta 12 Mart döneminde bir yazısında kullandığı "ordu uyanık olmalı" sözleriyle orduya hakaret etmek, sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak suçunu işlediği iddiasıyla hapis yattığı dönemde ve daha sonra sakıncalı piyade eri olarak askerlik yaptığı dönemde başından geçen trajikomik olayları anlatıyordu.Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa türküsünde geçen sağdan sola soldan sağa al da bayrağı düşman üstüne bölümünü yazdığından dolayı;soldan sağa

bayrak sallıyor,sınıf tahakkümü kurmaya çalışıyor diye suçlandığını bu kitabında yazmıştı.Bu kitabında en komik bölüm,anayasayı tagyir,tebdil ve ilga etmekle suçlanan bir köylünün,‘'biz öyle bir şey yapmayız,yapmışsa şehirliler yapmıştır demesiydi''.Daha sonra neden içeride yattığını soran bir mahkuma ‘' anayasayı tangır tungur etmişiz'' demiş olması da beni çok güldürdü.

Uğur Mumcunun Mehmet Barlas' la,Çetin Altan ve oğullarıyla olan tartışmaları da Hasan Cemal'in Cumhuriyeti çok sevmiştim kitabında okumuştum,kitapta altını çizip,küçük notlar aldığım bölümlere bugün bir daha baktım.Uğur Mumcu,Çetin Altan'a beynini içki şişesinde yemiş Marksist dönek,oğullarına liberal tosunlar;Mehmet Barlas'a hoş Memo,boş Memo,liboş Memo demiş,onlar da onu Mitçilikle,muhbirlikle,ajanlıkla suçlamış.Uğur Mumcu,yazısını bir türlü bitiremeyen Hasan Cemal'e ‘'senin ittihatçı deden(Cemal Paşa) bu süre içinde darbe yapardı diye takıldığını da bu kitapta okudum.Hasan Cemal'e silah taşıyoruz ama ne işimize yarayacak demiş,maalesef işine yaramadı.Yakınlarının koruma tut önerilerine rağmen koruma tutmamış.

Uğur Mumcunun Nazlı Ilıcakla tartışmaları da baya hararetli olurmuş. Uğur Mumcu ve eşi Güldal hanım, evliliklerinin ilk yıllarında bir toplantıda Nazlı Ilıcak'la karşılaşırlar. Güldal Mumcu'yu ilk kez gören Nazlı Ilıcak, Uğur Mumcu'ya döner, "Eşiniz pek güzelmiş" der.
"Evet" der Uğur Mumcu, "İşin güzelini siz sağcılar seçiyorsunuz, bize de eşin güzelini seçmek kalıyor!"

Bugün Uğur Mumcu cinayeti hala aydınlatılamadı,açıklayacağı belgeler derin devleti mi rahatsız etti,yoksa irticai örgütler mi öldürdü?Bu soru işaretleri hala kafalardan silinmedi.Mehmet Ağar,Güldal Mumcu'ya bir tuğla var,çekersem duvar yıkılır dediğinde Güldal Mumcu,''yıkın o zaman bu duvarı'' deyince,''yapamam Güldal'' demiş,evet o duvar hala yıkılamadı.O duvarın altında kalmaktan korkuldu.

Susurluk ve Ergenekon ilgisiz kişi ve olaylarla sulandırılmaktayken Uğur Mumcu,devlet içindeki çeteleri,çetelerle ilişkisi olanları bugün yaşasaydı belgeleriyle açıklardı.

Tükenmez,insanlarda sevgi,

Tükenmez ,insanlarda gerçek,

Ve sakıncalı da olsa gelecek

İnsanların güzel günleri!...

Uğur Mumcu

Bu yazıyı yazarken Selda Bağcan'ın hafızama yerleşmiş türküsünü hüzünle dinliyorum,uğurlar olsun diyorum.

Selda Bağcan - Uğurlar Olsun

Bir Pazar Sabahıydı Ankara Kar Altında
Zemheri Ayazıydı Yaz Güneşi Koynunda
Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana
Zalımlar Pusudaydı Bedenim Paramparça
Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana

Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun
Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun

Çevirdim Anahtarı Apansız Bir Ölüme
Şarapnel Parçaları Saplandı Ciğerime
Ucuz Can Pazarıydı Kan Doldu Gözlerime
İsimsiz Korkuları Katmadım Yüreğime
Bembeyaz Doğruları Yaşadım Ölümüne

Uğurlar Olsun Uğurlar Olsun
Hüzünlü Bulutlar Yoldaşın Olsun
Bir Keskin Kalem Bir Kırık Gözlük
Yürekli Yiğitlere Hatıran Olsun

Arda Girgin

http://muhibbi.bloggum.com/

4 Ocak 2009 Pazar

Dünya, İsrail'e Dur Demezse Filistin Yok Olacak

Dünya,İsrail’e Dur Demezse Filistin Yok Olacak.

Önce terör nereden,kimden gelirse gelsin karşı çıkalım ve ateşkesi kesen,savaş için bahane arayan İsrail’i tahrik eden terörist Hamas’ın hiç mi suçu yok diyelim.Bunu diyemezsek başkaları,PKK’ya terörist demiyor diye kızma hakkımız olmaz.

İsrail,terörle mücadelede ölçüyü fazlasıyla kaçırmıştır.130’dan fazlası çocuk olmak üzere 500’e yakın Filistinlinin ölmesi İsrail’e yetmemiş olacak ki,dünya devleri arasında da kendisine tepki gösteren,dur diyen olmayınca saldırılarına devam etti,camiyi bombaladı.Bu Müslümanların en önemli kutsalına yapılan saldırıya acaba İslam ülkeleri nasıl bir tepki gösterecek!?Görüşlerine taban tabana zıt olduğum Saadet Partisi lideri Numan Kurtuluşun bu konu ile ilgili şu sözlerinin altına imzamı atarım:
‘’Zenginlik içinde yaşayan Arap ülkeleri nerede,İslam ülkeleri nerede?’’ Başbakan,çok sevdiği Suudi Kral Abdullah’ın yanına gittiğinde bunu sormuştur!İran ve Türkiye dışında Müslüman coğrafyasında İsrail’ê tepki gösteren devlet yoktu.Yaklaşık 300 milyon nüfuslu Arap aleminin o coğrafyadaki hakimiyeti nasıl 7 milyon nüfuslu İsrail’e bıraktıkları da bu halkları din,imanla uyutup,halkı yoksulluk,geri kalmışlık,cehalet içindeyken kendileri altınları koyacak yer bulamayan sözüm ona Müslüman olan, Hristiyanların kuklası olan yönetimlerin eseridir.

Tayyip Erdoğan’ın tepkisine gelince:Tayyip Erdoğan,BOP’un eş başkanı olduğunu gururla söylemiyor muydu?BOP projesi kimin?Amerika’nın.Amerika’nın Ortadoğu’daki en büyük müttefiki kim?İsrail!
Geçmişte de İsrail’in devlet terörü yaptığını söylemişti,sonra Başkan Bush’la görüşebilmek için İsrail’e gidip İsrail’in gönlünü aldı.
Bir de şu arabuluculuk komedisinden vazgeçmesi,Türkiye’nin saygınlığı ve dünyanın selameti açısından daha doğru olacak!,arabuluculuğa kalktığı yerlerde savaş daha da kızışıyor.

Bu saldırıya tarikatlardan gelen emirle bilinçsizce meydanlarda tepki gösteren bindirilmiş kıtalara şunu soruyorum:Irak,işgal edilirken,Irak’a yapılan işgal sırasında Müslümanlara zulümler yapılırken,sizin desteklediğiniz AKP,bu işgale destek verirken neredeydiniz?

Emperyalist güçlerin çifte standardı,bu olay sırasında da ortaya çıktı.Bize PKK’yla mücadelede ölçüyü kaçırmayın diyenler,konu İsrail olunca sus pus oluyorlar.İsrail’e dur denmezse Yahudiler zamanında kendisine yapılan soykırımın aynısını Filistinlilere yapacak,tek Filistinli bırakmayana dek saldırıya devam edecek.